Sayfalar

_____________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Çarşamba, Ocak 22, 2014

Emil Michel Cioran | Tanımlar Mezarlığında

Pieter Bruegel the Elder | Dulle Griet [Mad Meg] | 1564
Artık benim için hiçbir şey konu olamaz, zira bütün şeylerin tanımını verdim,” diye haykıran bir zihin tahayyül edebilir miyiz acaba? Böyle bir şeyi tahayyül edebilsek bile, süre içinde nasıl konumlandırılır bu?

Bizi çevreleyen şeylere, onlara isim verdiğimiz -ve ötelerine geçtiğimiz- ölçüde tahammül ederiz. Ama, bir şeyi bir tanımla benimsemek, ne kadar keyfî olursa olsun -ne kadar keyfîyse o kadar da vahimdir, çünkü bu durumda ruh bilginin önüne geçer- o şeyi dışlamaktır; onu yavanlaştırmak ve yersizleştirmektir, yok etmektir. Avare ve münhal bir zihin -dünyayla da yalnızca uyku sayesinde bütünleşen bir zihin- şeylerin isimlerini çoğaltmak, içlerini boşaltmak ve yerlerine formüller koymaktan başka hangi işi icra edebilir? Sonra, şeylerin yıkıntıları üzerinde ilerler; artık ihsas yoktur: Yalnızca hatıralar. Her formülün altında bir kadavra yatmaktadır: Varlık veya nesne, mahal verdiği bahanenin altında ölür. Zihnin havaî ve uğursuz hovardalığıdır bu. Ve bu zihin isimlendirdiği ve kayda düştüğü şeylerin içinde kendini de heba etmiştir. Sözcüklere âşık olduğu için, ağır sessizliklerdeki esrardan nefret ediyordur ve bu sessizlikleri hafifleştirip saflaştırır: Bu zihnin kendisi de hafif ve saf bir hale gelmiştir, çünkü her şeyin yükünü atmış ve her şeyden arınmıştır. Tanımlama zaafı, onu merhametli bir cani ve uysal bir kurban haline getirmiştir.

Ruhun zihne yaydığı ve ona canlı olduğunu hatırlatan tek leke de böylece silinmiştir.

Emil Michel Cioran | Çürümenin Kitabı | Çeviri: Haldun Bayrı | Metis Yayınları | 166 s.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder